Cumartesi, Temmuz 11, 2009

İmkansız

Evet başlıyorum. Sıkıldım aslında. Bak neler fark ettim neler.. Mesela çok mutsuzken, bir anda mutlu olduğum o eşsiz anda yazdığımı. O eşsiz anın sadece bu muhtakbel amaca hizmet ettiğini. Daha neler neler söylenebileceğini. Ama o kadar hızlı olamayacağım için gözlerime bakılması gerektiğini. İşte bu sebeple, insanların gözlerine bakmanın aslında ayıp olmasının bana çok saçma geldiğini.. Madem iletişim, madem anlaşılmak istiyorum, o zaman insanlar baksın gözlerimin içine. Tüm çıplaklığıyla, okusunlar düşüncelerimi. Söylediklerimi naklen duysunlar. Aşkı mı da nefretimi de görsünler. Sonra gerekeni hep birlikte yaşayagörelim. Bakalım bakalım.

Her ne olursa olsun. Ne olur, ölelim. Öldürün bizleri lütfen, sonra daha güzel bir dünya’ya sahip olmak umuduyla. Çalın, çırpın. Benim neden yok! Sıkıldım ben aslında. Ama bu saatten sonra, göstermem bile. Gelip geçici uğraşlarla kendimi avuturum. Tamamen çözümü kim kaybetmiş ki ben bulayım. Yapacak hiç bir uğraş bulamasam bile avunmak için, bu kez de uçmaya çalışırım belki de pencereden aşağıya atlamak suretiyle. Uçabilirsem ne mutlu, uçamazsam da iş kazasıJ Problem değil. Sıkıntı yok yani.

İnsanlar, bize garip gelenlere ne de tuhaf gözlerle bakarız. Evet doğru aslında. Her zaman her istediğimizi de yapamayız. Anamız, babamız var. Diğer yaratıklar var. Devlet var. Maliye var. Kanun var. Bir de yukarda Allah var. Doğru. İşte bu yüzden kendimi öyle bir biçime sokarız ki. Patlamaya hazır bomba gibi. İşte o zaman da kimse kimseye yaklaşamaz. Korkar insanlar, yanıbaşındakinden kötülük görmekten. Üzülmekten. İşte demek ki bu yüzden benim düşündüğüm teori; insanların yarısı mutluyken, diğer yarısı mutsuzdur. İşte bu yüzden imkansızdır mükemmelliğe ulaşmak.

Bir söz vardır; ağacın en tepesine çıkmak için yıldızları hedef almak gerekir. Hani. O zaman hiç ulaşamayız hedefimize. Burdan çıkacak sonuç için bence çok basit; aslında kimse hedeflerine ulaşamaz. En azından, tam manasıyla. O yüzden herkes daha büyük hedefler koyar. O zaman kimse mutlu olmaz. Çelişki var burada dostum. Hayatın her anında iki gaye öğretilmiştir biz zavallılara. Başarıya ulaşmak, mutlu olmak. İmkansız! Bence, bu imkansız. Başarıya ulaşarak mutlu olmak.

Amacımıza ulaşmak da öyle. Bence. Mutlu olmak da. Başarıya ulaşmak da. Ayrı ayrı, onlar da imkansız. Bölük pörçük. Manasız. Haklısın kardeşim. Mecburuz ama yaşamaya. Bize öğretilene göre, yaşamayı da biz istemişiz. Doğru ya da yalnış değil. Kesinlikle kesin değil. Mecburuz sanki yaşamaya..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder