Bir Command&Conquer Red Alert hastası olarak, bu yıl çıkıp günlerdir beni esir almış olan RA3'ten bahsetmek istedim. RA ile hiç alakası olmayan insanlara ise kısaca şöyle tanıtabilirim oyunu: dünyayı ikiye bölünmüş olarak düşünüyoruz "Allied Forces" ve "Soviet Forces" olarak. Allied güçler Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Kore(Güney Kore olsa gerek dimi =) )den oluşurken, Sovyetler ise Rusya, Irak, Libya, Küba gibi ülkelerden oluşur. Oyunun ana teması Sovyetler'in alternatif bir ikinci dünya savaşından sonra hayvansal bir şekilde güçlenerek Amerika ve tayfasına dalması, Amerika ve tayfasının da onları engellemeye çalışmasıdır.
RA3'e geçmeden önce birkaç önemli detay daha belirteyim hiç bilmeyenler için. Oyunu görev ve geyik olarak ikiye ayıralım. Görev kısmında iki seçeneğiniz var. Ya Sovyetlerin tarafındasınız, ya da Müttefiklerin. Taraflardan birini seçince size ufaktan ufaktan görevler veriliyor. Sıradan bir subay olarak başlayıp generalliğin dibine kadar gidiyorsunuz. Maksat oyunun geçtiği çeşitli haritalarda askeri üs kurmak, ordu oluşturmak, kendini saldırılara karşı korumak ve ilerleyen bölümlerde kontrolü ele geçirmek =). Oyunun geyik kısmında ise bir harita ve kendinize ve rakiplerinize ülke seçip dalıyorsunuz olaya. Rakipleriniz bot da olabilir, multiplayer takıldığınız arkadaşlarınız da olabilir. Her haritanın belli katılımcı sınırı ve çeşitli özellikleri var. Oyun içinde ittifak da kurabiliyor, bir sinerji yaratabiliyorsunuz. Grafikleri şimdiye kadar çok çok iyi olmasa da zevkli ve olduğu kadar gerçekçi bir oyundu.
RA3'te ise konu tamamen sapıtmış durumda. Teknolojik gelişmeleri takip eden Rusya, bir zaman makinesi icat ediyor. İkinci dünya savaşının bokunu çıkardığını düşündükleri Einsten'ı yok ediyorlar. Geleceğe döndükleri zaman da ortada beklediklerinden çok farklı bir tablo var. Ortada nükleer silah namına bir gram uranyum bile yok. Ve böyle bir felaketi yaşamamış olarak bu günlere gelen Japonya ve tayfası "Empire of the Rising Sun" adı altında dünyanın cılkını çıkaran üçüncü bir süper güç olup çıkıyor. Geleneksel bir yönetim tarzına sahip olan bu imparatorluk oyundaki en yüksek teknolojiye sahip. C&C RA'ın haklarının EA'a geçmesi bazı muhafazakar RA severleri üzse de, oyunun iskeletini oluşturan ekibin aynı kalması en azından mantığının aşağı yukarı aynı olması güzelliğiyle başbaşa bırakıyor bizi. Oyunun yeni versiyonunun bir çizgi film gibi olduğunu iddia eden kendini bilmezlerin aksine grafiklerin oldukça geliştirildiğini, oyunun absürd hikayesine rağmen daha gerçekçi olduğunu söyleyebilirim. Özellikle tek bir askeri bile 10 dakikada öldüren helikopterlerin, karşı ülkeye gidip birkaç bomba sallamaktan başka bir özelliği olmayan uçakların namusunun ve şerefinin kurtulduğu oyundur RA3 bence. Özellikle MIG Fighterlar artistik davranış biçimleri ve hava savunmasında tavan yapmış karizmalarıyla beni hayran bıraktı diyebilirim. Hem daha normal bir teknolojiye, hem de oyun zevkini artıran savaş ünitelerine sahip Sovyetler ise benim oyundaki favorim.
Bu oyunda da RA'ın çarpıcı ve gaz müziklerini duyuyoruz. Ama oyun boyunca karşımıza çıkan yeni müzikler hem oyunun gidişatı ile ilgili, hem de tek kelimeyle "muhteşem". Özellikle Özgürlük Heykeli'nin yıkılmasıyla alakalı görevde arkada Jazz ezgileri beni benden aldı. Günlerdir, ve her gün saatlerce başından kalkamadığım bu muhteşem şeyi hepinize şiddetle tavsiye etmekteyim!
Perşembe, Mayıs 07, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder