Perşembe, Ocak 28, 2010

olmadı.

bir öykü yazmak istedim ama başaramadım gene.
aslında yeterince çabalamadım.
çabalasam yapar mıydım, işte orası bir muamma.
esas mevzu şu ki:
kendimi iyi hissetmiyorum.
kafam karışık, sanki milyonlarca nöron birbiriyle bağlantı kurmaya çalışıyor da, bilincim seçemiyor hangi bağlantıya odaklanacağını.
uzun lafın kısası, salınıp duruyorum bir oraya bir buraya,
salıncakta misali...
kayda değer birşeyler arıyorum zihin boşluğumda.
sistematize etmek istiyorum var olanları, ve boşa çabalıyorum.
belki karakterler arıyorum yaratacak,
belki de var olan karakterlere hayatlar çizmeye çalışıyorum.
çizemiyorum, göremiyorum ötesini...
işte bu yüzden, istesem de yazamıyorum öyküleri ben.
istesem de toparlayamıyorum arapsaçı nöronlarımın arasındaki ensest ilişkileri.
amaçsız kaldığınız oldu mu hiç?
büyük umutlarla başladığınız birşeyler kayıp gitti mi hiç ellerinizden?
hiç kendinizi yetersiz, veya başarısız hissettiniz mi?
ben hissettim.
öyleyse varım.
varoluşçu bakacak olursak bu uyanışa, çok da kötü gözükmeyecektir göze.
ne de olsa yaşanan her acı insana kendi varlığını kanıtlamaktadır.
hayır, anlamadığım şey şu ki:
lanet olası acı neden bana beni kanıtlamak için kanırta kanırta batırır bıçağını bedenime.
benim pek de zarar görmeyen bedenim neden şimdi bıçak darbeleriyle başa çıkmak zorundadır ki?
hayır, dersen ki varoluşçu değil, determinist bakalım mevzuya...
o zaman da böyle olması gerekiyormuş meğer diyiveriyoruz en inanmaz halimizle.
e peki ne yapmak lazım sorarım size?
daha açıklayacı olacaksa anlatayım,
self imle ideal self im kavga ediyorlar mütemadiyen.
neo-analytic amcalarımın söyledikleri gibi,
olduğum şey ve olmak istediğim şey arasında uçurum var.
e sonuç olarak da gerginlik oluyor ister istemez.
başka konuya atlayacak olursam eğer söylemeliyim ki,
neo-analytic amcalarımı hiçbir zaman sevmedim ben.
bu durumu onlara dayanarak açıklamak da ayrıca zedeliyor benliğimi.
sonuç ne mi?
sonuç yok...
hem şekerim, ne zaman sonuç vardı ki?
sürüp gidiyor işte birşeyler.
baksanıza tarihi bile neden-sonuçlarla açıklamaya çalışınca sıkıntı çıkıyor.
esas olan süreklilik.
insan sürekli yaşıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder